“Olmak istediğim kişiyle olduğum kişi arasındaki mutlak boşlukta boğuluyorum. Bunu anlayabilir misiniz?”
Bir tarafta geçmişin yüküyle yorgun argın yol alan Halil, Aysel ve Oğuz; bir tarafta bu kırık dökük hikâyenin mirasını kederle ama umutla geleceğe taşıyan Kenan, Füsun ve Neşe… Kalanlar, gidenler, evinin yolunu şaşıranlar, dolup boşalan meydanlar; tarihin tekerrürüne değil, adil bir tarihi yaratmanın gücüne inananlar… Caner Almaz, Yaşamaklar (2021) ve Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Duvarlar’ın (2024) ardından Boşluklar ile yakın tarihimize bir pencere aralayan üçlemeyi tamamlıyor: Aşk, dostluk, dayanışma, idealler ve ihanetle sınanan bir kuşağın buruk umudunu ağaçların altında yeniden yeşertenlerin hikâyesi, her şeyin bittiği yerde başlayan yepyeni bir geleceği işaret ediyor.
“Bir insanın kendi cinsine değil de bir hayvana, dağda ya da ovada, kendine nerede bir alan, bir nefes bulmuşsa orada yeşermiş çiçeğe, bir ağaca nasıl davrandığı, onun hakkında her şeyi anlatır Halil, demişti. Hayvanına eziyet eden bir gün birini de öldürebilir, demişti; suçsuz günahsız kendi hâlinde yaşayan bir ağaca, bir ota, bir çiçeğe kasteden de çok tehlikelidir. Niye? Çünkü ne cana değer veriyordur ne de bir başka yaşama. Hareket etmiyor diye, konuşmuyor diye onun senden benden ne farkı var? Sen de bir can taşıyorsun o da. Acı çektiğini görmüyorsun diye bir ağacı kesemezsin, kökünden sökemezsin, demişti… Lafın kısası kızım, her yerde böyle insanlar var.”
Kitabın Özellikleri
| Basım Dili | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | 224 |
| Kapak Türü | Ciltsiz |
| Kağıt Türü | 2.Hamur |
| Basım Tarihi | Ekim 2025 |
| Basım Yeri | İstanbul |
| En / Boy | 13,00 / 19,50 cm. |
| Baskı Sayısı | 1. Baskı |