Bir demircinin oğlu olan Thom, Elizabeth Douglas’ı ilk gördüğünde onun bir prenses olduğunu düşünür. Aslında haksız da sayılmaz; çünkü Elizabeth, güçlü Douglas Lordu’nun kızıdır ve onun dünyasında böyle biriyle yan yana durmak bile neredeyse imkânsızdır.
Çocukluklarını birlikte geçirmelerine rağmen Elizabeth, yanında büyüyen bu sadık dosta hiçbir zaman farklı bir gözle bakmaz.
Ancak aralarındaki uçurum, Thom’un içten içe büyüyen hislerine karşılık bulma ihtimalini her geçen gün daha da olanaksız kılar. Fakat o, kaderini kendi elleriyle yazmaya kararlıdır.
Yıllar sonra Elizabeth, kardeşini İngilizlerin elinden kurtarmak için ondan yardım istediğinde, çocukluk arkadaşı onun gözünde hâlâ cesur bir dosttan ibarettir. Ancak Thom için bu hikâye, çoktan yazılmaya başlanmış bir destandır.
Acaba Thom’un ülkedeki tüm kalelerin duvarlarını aşabilecek kaya gibi sağlam iradesi, Elizabeth’in kalbini kazanmasına da yardım
edecek midir?