Lydia Davis, henüz öğrenciyken şiir yazmaya başladı ve sonraki yıllarda
ona dünya çapında ün kazandıran kurmaca metinler kaleme
aldı. Çevirmen kimliğiyle de uluslararası çapta tanınan Davis, ilk
öykü kitabının yayımlandığı 1976’dan bu yana, mensubu olduğu
Amerikan edebiyatının sınırlarını farklı coğrafyalara doğru genişleterek
çağının en güçlü edebiyat figürlerinden biri haline geldi. Aynı
zamanda iyi bir kurmacadışı yazarı olan Davis’in denemeleri, yazarlar
ve eserler üzerine yorumları, yazma pratiği hakkında tavsiyeleri
Denemeler 1’de bir araya geliyor. Davis’in ele aldığı konular, onu
bu dünyanın içine çeken ilk edebi metinlerden en sevdiği öykülere,
John Ashbery’nin Rimbaud çevirisinden Alan Cote’un resimlerine,
ilk turist fotoğraflarından Çobanın Mezmuru’na kadar uzanıyor.
Bu sabah mutlu bir şekilde evde dolaşıyorum ve yaptığım şey aklıma
takılıyor. Aslında, yaptığım bir jest aklıma takılıyor ama o tek jest az
önce yaptığım şeyi betimleyen bir cümle yazmama ilham veriyor. Bu,
yazarken genellikle etkili bir yaklaşımdır çünkü tek çarpıcı öğe, kendi
başına bir anlam taşımayacak bir dizi sıradan öğenin sonucu olabilir.
|