Kocaman Minik Tüylü, Tüylüler Okulu’na gidiyordu. İki metrelik boyu yüzünden arkadaşları onunla sürekli dalga geçiyordu. Kimse Kocaman Minik Tüylü’yle oyun oynamak istemiyordu.
“Benden kısa bir tüylünün beni ebelemesine izin veremem,” diyordu Süslü Tüylü.
“Seninle kulaktan kulağa oynayacağım diye eğilip belimi incitemem,” diyordu Boru Sesli Tüylü.
“Etrafımda dolaşma, bana kısalık bulaştıracaksın,” diyordu Kurdeleli Tüylü.
“Homur hımır zurul dom diri bum bum,” diyordu Anlaşılmaz Tüylü. Ama onun da arkadaşlarıyla aynı fikirde olduğu belliydi.
Her gün benzer şeyler yaşayan Kocaman Minik Tüylü, boyunu bir şekilde uzatmakta kararlıydı. Ama diyelim ki boyu uzadı, altı metre oldu. Sekiz metrelik bir tüylünün yanında yine kısa olmayacak mıydı? Peki, kaç metre olursa en uzun olurdu? Gerçi şu an boyu palyaço burunlu balıktan ve Şapkalı Kurbağa’dan uzundu. En uzun olmak, en kısa olmak ya da orta boylu olmak niye önemliydi? Önemli miydi?
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Resimleyen | Berk Öztürk |
Genel Yayın Yönetmeni | Alkım Özalp |
Sayfa Sayısı | 48 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Mayıs 2024 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 16,00 / 22,00 cm. |
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Kapak Tasarım | Elif Kar |
Düzelti-Redaksiyon | Sakine Yalçın |
Editör | Alkım Özalp |