Arwen Valondale cesur biri olması gerektiğini, kardeşinin hayatını kurtarmak için kendi hayatından vazgeçmek zorunda kalacağını hiç düşünmemişti. Kıtadaki en tehlikeli krallığın esiri olduğunda, zalim Oniks Kralı’nın askerlerini iyileştirmek için büyülü güçlerini kullanmaya mecbur bırakılmıştı.Arwen, kaleyi çevreleyen kadim ve şeytani ormana tek başına girmemesi gerektiğini biliyordu. Özgürlüğüne kavuşması için diğer mahkûmlardan biriyle işbirliği yapmalıydı. Fakat bu mahkûm hem kurnaz hem de sinir bozucu bir adamdı ve Arwen’in en derin korkularıyla oynamaktan zevk alıyordu.

Ancak güven, Oniks Krallığı’nda bulunması imkânsız bir şeydi.

Arwen’in düşman topraklarından çıkabilmesi için hain soylular, karanlık büyüler ve tehlikeli canavarlarla yüzleşmesi gerekiyordu. Diğer yandan içinde harekete geçmeyi bekleyen akılalmaz bir güç vardı. Bu gücü kullanabilirse canını, hatta belki de kalbini kurtarabilirdi.